Ödevin Son Gecesi

Sürdürülebilirlik ve Karbon Ayak İzi ödevlerinde, dünyanın büyük kısmı çoktan sınıfta kalmayı garantiledi bile. Küresel sorumluluklar, uzun yıllara dayalı sonuçlara bağlandığı için, dünya her zamanki gibi işi ağırdan almaya devam etti. Ancak henüz büyük mücadelenin başlarında sayılırız ve belki de ilk defa bu kadar duvarları kalın bir çerçeve çiziliyor. Konulan hedeflerin çoğuna şüpheyle bakılsa da, hedefe doğru ilerlemenin her zaman az ya da çok faydası vardır.

Aslında bu hikâyede ulaşılması gereken amaç ne kadar uzaksa, durum o kadar acil demektir. Çözümlerimizin, etkilerimiz kadar hızlı hareket etmeyecek olması da, harekete geçirici bir gücü doğurmadı uzunca bir süre. Tedarik zincirine uzanan kontrol listesi de topyekûn bir varoluş sergilenmesi gerekliliğini çok kısa sürede kurumsal stratejilere aşıladı.

Sürdürülebilirlikte takvim, özellikle büyük şirketler tarafında, 2022 yılı sonunda eksik sayfalarla ilerliyor artık. Küçük ve orta boy işletmeler için birkaç yıl öteye konulan hedefler ve kısıtlar ise tedarik zinciri göz önünde bulundurulduğunda fiilen büyük şirketlerin takvimi ile eşleşiyor. Eğer nitelikli ürün üreten bir işletme iseniz, Avrupa Birliği üyesi ülkelerle daha fazla ticaret zemininiz var demektir. Hatta Alman Tedarik Zinciri Yasası gibi ülkeler özelinde var olan düzenlemeler de eklenince ticaretin dar koridorlarında omuz omuza bir mücadelenin içerisinde var olmaktan başka şansınız kalmıyor.

Sınırları içerisindeki yüksek maliyeti ve çevresel etkiyi azaltmak için, yatırımlarını Uzakdoğu topraklarına taşıyan gelişmiş ülkeler, özellikle Covid-19 kısıtları sonrasında ürünün kendi sınırlarına ve toplumun kullanımına ulaşması konusunda zorluklar yaşamaya başladılar. Örneğin Çin’de halen süren pandemi kısıtlamaları, halkın sabır sınırlarını zorladığı kadar, ilaç sektöründeki arzı da endişe verici boyutlara taşımaya devam ediyor.

Sanki ufukta, gelişmiş ülkelerin kendi ticaretini ve birçok ihtiyacını bağladığı kalemlerin etkisiyle, gelişmekte olan ülkelerin, sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi gibi kısıtlarla mücadelesinin gölgesinde yeni bir küresel dalgalanma görünüyor. Bu durumda beklentilerle birlikte, fonlardan aktarılacak destekler de çeşitlenecek ve güçlenecektir diye bir umut taşınabilir.

Şimdi 2024 için, öncelikle 2022’yi zihnimizde tekrar yaşayıp, 2023’e hızla hazırlanmak ve Ocak ayından itibaren geceyi gündüze katmak gerekiyor. Bu güne kadar kurumsal kültürünüz içerisinde biriktirdikleriniz, ertesi sabah kapıda bir aralık yakalamanıza yardımcı olacak. Aksi takdirde “yarın” kelimesi, sizin için geleceği değil, ancak geçmişi ifade eder.